-->

6 Temmuz 2010 Salı

Evet bugünlerde biraz siyaset ehli çocuklar olduk; ajans#1

"Hakikaten şu coğrafyada Kürt sorunu hiç mi çözülmeyecek? Gerçi bu sorunun konuşulmadık nesi kaldı ki? Bir tarafın çözümü, diğer taraf için sorun olmayı sürdürdükçe, en “demokratik” tartışmalar bile tıkanıyor işte. Çözüm elbette bu çatışmada iki tarafın, yani hem devletin hem PKK’nin yenik sayılabildiği, çatışan tarafların zafer kazanamadığı bir noktada elde edilebilecek. İşte o zaman Türklerin ve Kürtlerin kardeşçe birliği kazanılabilecek.

Devlet/hükümet ile Kürt halkı arasında tarihi yıllar öncesine dayanan çelişkide devrimcilerin tavrı belli: Ezmeyin şu insanları! Zulmetmeyin! Bırakın özgür olsunlar, bırakın “kendileri gibi” yaşabilsinler... Zulmetmeyin, cehennemde yaşatmayın ki BDP milletvekili Nezir Karabaş da “Eğer savaşı sürdürürseniz, iddia ediyorum, yemin ediyorum, Kürt halkı yaşamı cehenneme çevirecek” diyemesin.

Öte yandan, şayet “çözüm mercileri” hâlâ Kürt sorunu ayrı, PKK sorunu ayrı noktasındaysalar... Öyleyse, Kürt sorununu Kürtlerle çözsünler... PKK sorununu da, çözebiliyorlarsa, PKK ile çözsünler. Ama aklı yeten, artık net şekilde şunu görüyor: PKK’nin tüm talepleri sistem içi talepler! Sistem içinde şu ya da bu şekilde karşılanabilir talepler."

Melih Pakdemir - Vah lımın, bırindarım (BirGün)