Ülkemizde son zamanlar aşılmakta olan fakat hala tam aşılamamış, keza eskiden elektronik müzik deyince bütün çağrışımların yüksek tempolu techno veya türevi müziklere gitmesi sorunsalı. Günümüzde yavaş yavaş electronica başlığı altında daha düşük tempolu, biraz daha içe dönük, derinlere inen ve nitelik bakımından biraz daha sanatsal işlerin olduğu müzikler ortaya çıkmaya başladı. Buna son örnek olarak yeni dinlediğim bir albümü vererek başlamak isterim. Sanatçımızın ismi Fonetik ve prodüktör olarak alternatif düsturu olan bir isim. Bir kaç araştırmadan sonra kendisi hakkında bir kaç bilgi edindim. Diskografisi çok kabarık biri değil ama yaptığı her işte insanı cezbeden nüanslar yakalayan ve gelecekte çok iyi işlere imza atacağını hissettiren bir isim. İlk olarak 2009 yılında Amerika'dan Viro The Virus adlı rapçi ile çalışarak "Bud, Sex, and Beers Volume 1" adlı albümüne konuk sanatçı olarak girmiş. Ardı sıra bu sene içinde Türkiye'nin underground rap vokallerinden Raziel Nisroc'un Ritüel adlı kısa çalar albümüne "Jargon" ve "Raylar" adlı iki altyapı vermiş kendisi. Buraya kadar anladığımız, Fonetik'in hiphop ile yakın ilgisi olduğu. Fakat son albümünü dinleyince elektronik müziğe de çok iyi uyum sağladığı hatta ana dalının bu olabileceğini hissettirdiği bariz ortada.
Lafı fazla uzatmadan kendisinin ilk instrumental albümü olan "Naturalness of the Mechanism" adlı albümü hakkında bilgi vermek isterim. Albümde karanlık ve buğulu bir hava var ama aynı zamanda ritmik bir irade ve dinamizm yok değil. Sanki içten içe seni üzmek istiyor ama bir yandan da umut vermek isteyen tınılar bütünü. Tarzlara inildiğinde downtempo, IDM ve ambient stillerini içeriyor diyebiliriz. Yalnız ben ucundan köşesinden post rock çağrışımı yapmadım desem yalan olur. Yer yer disstortion gitarlar, genelde parçaların çıkış yaptığı bölümlerde bateriler ve yüksek sesli ziller kullanmış Fonetik. Albümde "Cracked Mind", "Childhood Delusion", "Insomniac" ve "Puppet Planet" en beğendiğim parçalar arasında yerini aldı.
Vokal kullanılmadan bir parçanın lisanının sadece armonilerden ibaret olduğunu varsayınca, betimlenmek istenen tabloyu yaratmak bir müzisyenin müzik kurgusunu çok iyi yapabiliyor olmasını gerektiriyor olsa gerek. Bu bağlamda "Insomniac" adlı parça dediklerimi özetliyor, kendisi kesinlikle uykusuzluğun tınılara yansımış hali. Buna hiç şüphe yok. Altyapıdaki o saat tıkırtıları, geçmek bilmeyen dakkalar olmuşken, diğer bir yandan müziğin o uyuşturucu etkisi yapan saykik sesler bütünlüğü resmen "Insomniac" eşittir bu müziktir demek istiyor. "Puppet Planet" ise sizi 7 dakika boyunca koltuğunuza yapıştıracak albümün lokomotifi resmen. Hızlı koşan, duraksayan, yorulup dinlenen ve tekrar koşmaya başlayan, insanı farklı galaksilere yolculuk yaptıran ve sentetik tınıların nesnelliği diyesim geliyor. Albümün ismi zaten bunu anlatmıyor mu? Bir yanda tuşlu akustiklerin başını çeken enstrümanlardan piyano, yaylılardan keman ve diğer yanda synthesizer sesleri, elektronik davul setlerinin dizilimi, efektler ve "Naturalness of the Mechanism" adının albüm içinde yatan anlamı.
@ Last.fm
@ MySpace
@ Download
@ HiphopLife