-->

23 Şubat 2010 Salı

Yaşasın Galatasaray!


Yaşasın o, var olsun.

11 Şubat 2010 Perşembe

Dessa - A Badly Broken Code


2010'un Şubat ayını adımladığımız şu günlerde Dessa bizler için A Badly Broken Code adında bir albüm seslemiş. İyi de etmiş. Albümün duyurusunu tee Dixon's Girl parçasıyla almıştım ben. İyi ve güzel bir albümün yolda olduğunu tek bir şarkısıyla bile hissettirmişti bize Dessa. Ahh güzel Dessa. Peki kimdir bu Dessa? Bu soru birçok yanıtı da beraberinde getirebilir, lakin kendisiyle tanışıklığımın False Hopes isimli albümle olduğunu söylemeliyim. Ve tabii Doomtree tayfasıyla olan tanışıklığım, Dessa'yla ilişkilerimin şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Bilinmesi gerekenlere şu da eklenmeli; Dessa'nın debut albümüne kadar birkaç toplama albüm ve EP çalışması oldu. Fakat profesyonel bir albüm bazında ilk solosunun A Badly Broken Code olduğunu söyleyebilirim. Sonra Dessa için tanımlamalarımız şöyle devam edebilir; bir mc, başarılı bir bayan vokal, bir öğretmen ve iyi bir söz yazarı. Sanırım iyi bir şarkıcıda olması gerekenlerin fazlası var noksanı yok kendisinde. Bu güzel kadın bize Minneapolis semalarından el ediyor, görmezden gelmiyoruz biz de. Az önce Doomtree ismini attık ortaya, ama ses vermedik. Akıllarda soru kalsın istemem. Şöyle ki; özellikle hip hop tekelinde Doomtree ismini duymayan insan pek azdır. Zira önemli sanatçıları bünyesinde tutan bir oluşumdan bahsediyoruz. Kimler mi var? Dessa ile birlikte P.O.S, Paper Tiger, Lazerbeak, Cecil Otter, MK Larada ve dahası bu oluşumun bir parçası. Ortak albümleri ve konserleri oluyor, aynı yörenin evlatları hepsi. Albümümüzün mutfağında bu saydığım isimlerin birçoğu bulunuyor mesela. Biliyorsunuz ki, bir albümün prodüksiyon kısmı ilgili albümün başarısını pozitif veya negatif yönde %100 etkiler. Bu güzel ekip sayesinde artı hanemiz dolup taşıyor A Badly Broken Code'da. Gerçi düet listesinde isimleri geçmiyor ama olsun, böyle de iyi böyle de güzel.

Doomtree'yi iyi yansıtan bir isim Dessa. Ortaya çıkan müzik salt hip hop değil, temelleri hip hop'a uzansa da çeşitliliği fersah fersah geçen bir albüm, ve onun yansımaları. Bir nevi evrilme yaşanıyor, tanık olmak pek güzel. Tabii bunda Dessa'nın vokal kabiliyeti çok çok önemli bir unsur. Akılda kalıcı kafiyeler, ara ara yükselen sert & hızlı nakaratlar ve tüm bunların yanında o bahsini ettiğim vokal yeteneğinin bir getirisi olarak şarkı içindeki inanılmaz geçişler. Bu geçişler tek bir şarkıyla da sınırlı değil üstelik. 15 şarkılık bir albümden bahsediyoruz ve tüm şarkılarda çoğulu kapsayan bir durum bu. Dessa; melankoli kokan, kırılgan bir kız çocuğu olarak karşımıza çıkabildiği gibi, bunun tam zıttı bir şekilde tezahür edip sert bakışlı rapper kimliğiyle de selamlayabiliyor bizleri. Hayran olmamak elde değil inanın. Ve tam da bu noktada, bir arkadaşım kendisini Sage Francis'e benzettiğini vurgulamıştı. Ben de altını çizmeliyim bu noktanın, özellikle söyleyiş tarzında kimi benzerlikler göze çarpıyor bu ikili arasında. Ama bir Sage Francis albümü kalbimizin en derinlerine inemezken, Dessa bunu bonus olarak başarıyor, hiç acımıyır. Üstüne para da istemiyor, sevgilerimizi ataçlıyoruz kendisine. Başka ne yapabiliriz ki? Albüm tümden iyi olsa da öne çıkan parçalar var illaki. Matches to Paper Dolls bunlardan ilki, dinlemekten bayılsam da asla bıkmayacağım, bıkamayacağım bir parça. Mineshaft II'da bir altyapının hakkı nasıl verilir, bir nakarat nasıl kotarılır anbean yaşıyorsunuz. Dixon's Girl'ün sadece klibini izleyin diyorum, gece lambanızı yakın ve avuçlarınızı karlara teslim edin. The Chaconne güzel bir düetleme. Into the Spin ise kesinlikle uykuya yatırır gözlerinizi. Crew'e eşlik etmeden duramıyorum, sesim yan komşuyu rahatsız ediyor... Velhasıl güzellikler bekliyor sizi, bir an önce kapıyı aralayın, naz etmeyin.

<a href="http://oylumtanis.bandcamp.com/album/dessa-matches-to-paper-dolls">Dessa - Matches to Paper Dolls by oylumtanis</a>

@ Official
@ MySpace

*Yazı Bant 58. sayıda konuşlandı sanki.

7 Şubat 2010 Pazar

Burial - Archangel


Bir şarkıyla hayatı yeniden anlamlandırıp, yeni baştan ağlayıp, yeni baştan gülmeye başlayabilir misiniz? Ben başlamıştım.

"Holding you, good at being alone, good at being alone, good at being alone. Loving you, good at being alone, good at being alone, good at being alone. Kissing you,
tell me how can you, tell me i belong, tell me i belong..."

<a href="http://oylumtanis.bandcamp.com/album/untrue">Burial - Archangel by oylumtanis</a>

1 Şubat 2010 Pazartesi

Raziel Nisroc - Ritüel EP


Abstract hip hop müziğin ülkemizdeki başarılı temsilcilerinden ve savunucularından birini sizlere takdim etmek istiyorum. Kendisi uzun zamandır müziğe ara vermiş gibi dursa bile aslında sürekli piyasayı takip eden ve müzik adına yaşanan gelişmeleri yakından izleyen birisi. Vakti zamanında Sert Ünsüzler EP (2005) ve Mekan-ı Cehennem LP (2006) gibi çalışmaların altında imzası bulunan ve rap camiasının da takdirini kazanan bu yetenekli ve keskin sözlü müzisyenimizin adı Raziel Nisroc. Tanım cümlelerimizden sonra kendisinin geçtiğimiz ay çıkardığı ve aynı zamanda 2. solo albümü olan Ritüel EP'den bahsetmek istiyorum. Albümün çıkmasını baya uzun bir süre bekledik, ve nihayet zahmetli bir serüveni geride bırakarak kulaklarımıza misafir oldu Ritüel EP. Raziel'in bu yeni çalışması toplamda 6 şarkıdan oluşuyor, ve sadece bu 6 şarkı Raziel adına bir değişimin, bir bakış açısının ana fikrini bizlere yansıtmaya yetiyor. Doğru duydunuz, müziğe doğru atılmış bir bakış açısı var burda. Bu bakış açısı, albümü dinleyip sindirdiğinizde Raziel'in müziği adına belli tabuların oluşması veya yıkılması adına bir başlangıç olacaktır!

Aslında bazı dinleyicilerinin Raziel'i özellikle de Mekan-ı Cehennem albümündeki gibi hatırladığını ve dahası halen de öyle görmek istediğini biliyorum. Albüme gelen yorumların bir kısmı o yönde çünkü. Ama şunu unutmamak lazım. Müzik bir kısır döngüye girdi mi, işlevini yitirmeye de başlamış demektir. Burda tarzlardan ve genel anlamda müzik sound'undan bahsediyorum. İşin bir de rap müzik boyutu var tabii. Ülkemizde rap müzik ve uzantıları asla belli bir kalıbın ötesine geçemedi, bugün sokakta birine "rap nedir" diye sorsanız alacağınız cevaplar (şarkıcı isimleri, tanımlamaları vs.) üç aşağı beş yukarı aynı minvalde olur. Burda dinleyici kadar müzisyen, yani üretici kesim de suçludur. Bugün "Türkçe Rap" takısı giyen müziklerin/müzisyenlerin halen daha dergilerde (Reset candır) tek slot bile yer bulamamasının nedenleri de o sokakta verilen cevaplarda gizlidir aslında. Peki Raziel ne yaptı? Önce denedi. Ritüel EP bu anlamda bile takdir edilmesi gereken bir çalışma. Denemek ve bakış açısını dinleyicilere sunabilmek. Burda teknik anlamda ya da tamamen müzikal anlamda %100 verim alınamamış veya dinleyicilerin beğenisi kazanılamamış olabilir. Ama bu albüm, ileriki süreçler için atılmış koca bir adımdır. Bunu böyle okumak ve değerlendirmek gerekli. En azından aklıselimlerin yapacağı budur. "Ben yaptım oldu" değil, "ben denedim oldu" mantığıdır bu biraz da. Her neyse.

Albümün iç hatlarına geçecek olursak, benim dikkatimi en fazla çeken parça "Jargon" oldu. Sound olarak farklılığın yanı sıra bilindiklikten uzak bir yapısı var. Yani buralarda kolay kolay rastlamak mümkün değil bu tip şarkılara. Tarz olarak yurt dışında denenen şeylerin burada başarılı bir şekilde hayat bulabilmesi sevindirici. Tabii Jargon'un beat'ini üstlenen DJ Fonetik'e ek parantez açmalı. Raziel'e doğru bir yön göstermiş, teşekkürü hak ediyor gerçekten. "Suikast Notları" özellikle içerik olarak beklentilerden fazlasını verebilen bir şarkı. Son mix haliyle de değişik bir şekle bürünmüş. Daha dip bir beat üzerine hafif melankoli kokan (depresyon hırkanızı ihmal etmeyin), eski Raziel'den izler taşıyan bir şarkı gibi dursa da altyapının değişkenliği şarkıdan yine farklı tadlar almamızı sağlıyor. Ve bu noktada Raziel Nisroc'la sürekli ortak işlere imza atan Da Poet'i kutlamak gerekiyor. Aslında "Uzaylı" şarkısı için kutlamalıydım Da Poet'i. Zira daha basit bir döngüsellikle Raziel'in yine ortaya farklı şeyler dökmesini sağlamış. Vokal olarak oldukça üretken ve kabiliyetli bir isim olduğunu biliyoruz Raziel'in, ve bunu Uzaylı şarkısında bir kez daha kanıtlıyor kendisi. Şarkıdaki serkeşlik ve salaşlık hissi ise bonus adeta. Kompozisyon olarak da albümün en dikkat çekici şarkılarından ayrıca: "Galaksilerce sev beni Uzaylı!" Yine Fonetik'in imzasını taşıyan "Raylar" parçası şimdiden kült bir hava estiriyor dinleyiciler arasında. Şarkının altyapısı rahmetli Tanju Duru'nun, Duru Zamanlar albümündeki Raylar Boyunca'ya ait. Şarkıyı sesleyen isimse güzel insan Sumru Ağıryürüyen'di hatırlanacağı üzre. Bu vesileyle onlara selam etmek pek güzel olmuş. "Esperanza" şarkısına baktığımızdaysa storytelling havasının Raziel'e ne denli yakıştığını görebiliyoruz, hatta dinlerken aklımızda ufak klipler çekiyoruz Esperanza'ya. Son olarak "Fünye" parçasına değinecek olursak bolca mesaj içerikli bir hale bürünmüş, nakaratı özellikle can yakıyor!

Toparlamak gerekirse; düşük ritimde kovalanan abstract melodilerin hip hop temasıyla buluştuğu, çeşitli vokal denemelerin deneysellikle yarıştığı, tarz olarak basmakalıp olmayıp daha yaratıcı ve farklı kesimlere de hitap edebilecek bir sound'un ortaya çıktığı, lirikal olarak belli bir seviyeyi yakalayıp buna içtenlik duygusunu eklemeyi başaran, ve tüm bunların paralelinde farklı kompozisyonların güzel bir sesle can bulduğu kaliteli ve tadımlık bir albüm olmuş Ritüel. Alternatif şeyler arayanlar ve Raziel'i yeniden keşfetmek isteyenler hiç zaman kaybetmesin, doğruca müzisyenimizin web sitesine ve myspace sayfasına koştursunlar efenim. Keyifli dinlemeler.

<a href="http://oylumtanis.bandcamp.com/track/ii">ii by oylumtanis</a>

@ Official
@ MySpace

●İş bu yazı Reset 51. sayıda konuşlanmıştı sanki.