11 Şubat 2010 Perşembe
Dessa - A Badly Broken Code
2010'un Şubat ayını adımladığımız şu günlerde Dessa bizler için A Badly Broken Code adında bir albüm seslemiş. İyi de etmiş. Albümün duyurusunu tee Dixon's Girl parçasıyla almıştım ben. İyi ve güzel bir albümün yolda olduğunu tek bir şarkısıyla bile hissettirmişti bize Dessa. Ahh güzel Dessa. Peki kimdir bu Dessa? Bu soru birçok yanıtı da beraberinde getirebilir, lakin kendisiyle tanışıklığımın False Hopes isimli albümle olduğunu söylemeliyim. Ve tabii Doomtree tayfasıyla olan tanışıklığım, Dessa'yla ilişkilerimin şekillenmesinde önemli bir rol oynadı. Bilinmesi gerekenlere şu da eklenmeli; Dessa'nın debut albümüne kadar birkaç toplama albüm ve EP çalışması oldu. Fakat profesyonel bir albüm bazında ilk solosunun A Badly Broken Code olduğunu söyleyebilirim. Sonra Dessa için tanımlamalarımız şöyle devam edebilir; bir mc, başarılı bir bayan vokal, bir öğretmen ve iyi bir söz yazarı. Sanırım iyi bir şarkıcıda olması gerekenlerin fazlası var noksanı yok kendisinde. Bu güzel kadın bize Minneapolis semalarından el ediyor, görmezden gelmiyoruz biz de. Az önce Doomtree ismini attık ortaya, ama ses vermedik. Akıllarda soru kalsın istemem. Şöyle ki; özellikle hip hop tekelinde Doomtree ismini duymayan insan pek azdır. Zira önemli sanatçıları bünyesinde tutan bir oluşumdan bahsediyoruz. Kimler mi var? Dessa ile birlikte P.O.S, Paper Tiger, Lazerbeak, Cecil Otter, MK Larada ve dahası bu oluşumun bir parçası. Ortak albümleri ve konserleri oluyor, aynı yörenin evlatları hepsi. Albümümüzün mutfağında bu saydığım isimlerin birçoğu bulunuyor mesela. Biliyorsunuz ki, bir albümün prodüksiyon kısmı ilgili albümün başarısını pozitif veya negatif yönde %100 etkiler. Bu güzel ekip sayesinde artı hanemiz dolup taşıyor A Badly Broken Code'da. Gerçi düet listesinde isimleri geçmiyor ama olsun, böyle de iyi böyle de güzel.
Doomtree'yi iyi yansıtan bir isim Dessa. Ortaya çıkan müzik salt hip hop değil, temelleri hip hop'a uzansa da çeşitliliği fersah fersah geçen bir albüm, ve onun yansımaları. Bir nevi evrilme yaşanıyor, tanık olmak pek güzel. Tabii bunda Dessa'nın vokal kabiliyeti çok çok önemli bir unsur. Akılda kalıcı kafiyeler, ara ara yükselen sert & hızlı nakaratlar ve tüm bunların yanında o bahsini ettiğim vokal yeteneğinin bir getirisi olarak şarkı içindeki inanılmaz geçişler. Bu geçişler tek bir şarkıyla da sınırlı değil üstelik. 15 şarkılık bir albümden bahsediyoruz ve tüm şarkılarda çoğulu kapsayan bir durum bu. Dessa; melankoli kokan, kırılgan bir kız çocuğu olarak karşımıza çıkabildiği gibi, bunun tam zıttı bir şekilde tezahür edip sert bakışlı rapper kimliğiyle de selamlayabiliyor bizleri. Hayran olmamak elde değil inanın. Ve tam da bu noktada, bir arkadaşım kendisini Sage Francis'e benzettiğini vurgulamıştı. Ben de altını çizmeliyim bu noktanın, özellikle söyleyiş tarzında kimi benzerlikler göze çarpıyor bu ikili arasında. Ama bir Sage Francis albümü kalbimizin en derinlerine inemezken, Dessa bunu bonus olarak başarıyor, hiç acımıyır. Üstüne para da istemiyor, sevgilerimizi ataçlıyoruz kendisine. Başka ne yapabiliriz ki? Albüm tümden iyi olsa da öne çıkan parçalar var illaki. Matches to Paper Dolls bunlardan ilki, dinlemekten bayılsam da asla bıkmayacağım, bıkamayacağım bir parça. Mineshaft II'da bir altyapının hakkı nasıl verilir, bir nakarat nasıl kotarılır anbean yaşıyorsunuz. Dixon's Girl'ün sadece klibini izleyin diyorum, gece lambanızı yakın ve avuçlarınızı karlara teslim edin. The Chaconne güzel bir düetleme. Into the Spin ise kesinlikle uykuya yatırır gözlerinizi. Crew'e eşlik etmeden duramıyorum, sesim yan komşuyu rahatsız ediyor... Velhasıl güzellikler bekliyor sizi, bir an önce kapıyı aralayın, naz etmeyin.
@ Official
@ MySpace
*Yazı Bant 58. sayıda konuşlandı sanki.